Küresel enerji kaynaklarının dünya üzerindeki belirli bölgelerde yoğunlaşması, güçlü ülkelerin dikkatini çekmektedir. Bu durum, özellikle iki süper güç olan nükleer ülkenin iştahını kabartmaktadır. Bu iki ülkenin dünya enerji kaynaklarını ele geçirmek için kendine özgü taktik ve planları bulunmaktadır. 3. Dünya Savaşı, bu dengeler üzerine çıkabilir. En bilinen planlardan biri Büyük Ortadoğu Projesi'dir. Bu projeye göre, egemen güç olan Avrupa ve Amerika ülkeleri, Ortadoğu'da kukla ülkelerin yönetimlerine kendi atadıkları ancak yönetilen halk içinden gelen diktatörleri getirerek, istedikleri kararları almalarını sağlamaktadır. Bu politik yaklaşım, yerel halka oldukça güzel bir şekilde benimsetilerek halkın farkındalığı önlenmiştir. Bir diğer kutup olan Rusya ise, politik yaklaşımlarına kayda değer sayıda egemen güç bulamadığından, daha çok konvansiyonel silah gücüne güvenerek Ortadoğu'da varlık göstermeye çalışmaktadır.

Savaşlar, hiç kimsenin istemediği yıkımları içinde barındırır. Özgür ve demokratik bir yönetim, Ortadoğu ülkeleri için istenmemektedir; isteyenler ise çeşitli cezalara çarptırılmıştır. Bunun nedeni, diktatör yönetimlerin halka hesap vermek gibi bir zorunluluğunun olmamasıdır. Ortadoğu'nun zengin yeraltı kaynaklarını yönetmek için egemen güçlerin mücadelesi günümüzde sıcak bir şekilde hissedilmektedir. Egemen güçler bunun bilincinde olduğundan, gelişmiş başkentlerinde abartılı karşılamalar ve hoşgörüler ile diktatörlerin kalbini kazanarak kendileri lehinde kararlar aldırmaktadırlar. Ancak demokratik ülke yönetim başkanları, egemen güçler ile yaptıkları anlaşmaların yürürlüğe girmesi için meclislerinin bir yasa ile anlaşmayı onaylaması gerekir; aksi halde anlaşma hükümsüz kalır.

Birinci Dünya Savaşı'nda ve İkinci Dünya Savaşı'nda da kutuplardaki aktörler hep aynıydı: Avrupa destekli Amerika ve diktatör rejimlerin desteklediği Rusya. Muhtemeldir ki, olası bir istenmeyen 3. Dünya Savaşı'nda da kutuplar yine aynı olacak; tabi ki savaşı hiç kimse istemez. Şimdilik 3. Dünya Savaşı'nın çıkma ihtimali çok zayıf görünüyor. Zayıf ülkelerin insanlarını değersiz görerek bombalayanlar, kendi halklarının içinde patlayan bombalar ile savaşın çirkin yüzü ile karşılaşıyorlar. Savaşın ne kadar tehlikeli olduğunu acı tecrübeler ile anlayan egemen güçler, kendi halklarının savaşa maruz kalmaması için yoğun mesai harcamaktadırlar.