Savaş Savaş, ülkelerin veya bir ülke içindeki toplulukların, arzularını zorla kabul ettirmek amacıyla kuvvet kullanarak yaptıkları çatışmalardır. Savaşlar, uygulanan kuvvetlere ve yapılma biçimlerine göre çeşitli kategorilere ayrılır. Silahlı birlikler arasındaki çatışmalara "silahlı savaş," politik, psikolojik ve ekonomik güçlerin kullanıldığı ve barış döneminde yapılan çatışmalara "soğuk savaş," ülkelerin kendi içlerinde meydana gelen çatışmalara ise "iç savaş" denir. Barış döneminde politik, soğuk veya sıcak savaş yoluyla arzularına ulaşamayan ülkeler, silahlı birliklerini kullanarak isteklerini kabul ettirme çabasına girerler. Bu şekilde savaş ilan ederek ültimatom verilir veya silahlı birliklerle karşı tarafın sınırlarını ihlal ederler. Karşı taraf da tüm imkanlarını ve kuvvetlerini kullanarak silahlı saldırıya karşı savunma başlatır. Böylece savaş patlak vermiş olur. Savaş, milattan önceki çağlardan günümüze kadar süregelmiştir ve tarihin gidişatına göre şekil almıştır. Nitelikleri bakımından savaşlar dört gruba ayrılır:
Savaş Türleri Hükümet Savaşları Hükümet savaşları, hükümetin emri altındaki silahlı kuvvetler ile yapılan savaşlardır. Bu tür savaşlarda ülkeler, cephenin gerisinde ve savaşın etkisinin dışında kalırlar. Sadece silahlı birlikler arasında gerçekleşir. Kabile Savaşları Kabile savaşları, aşiret ve kabilelerin kadın, erkek ayrımı yapmaksızın herkesin katılımıyla yapılan, tarihteki ilk savaşlardır. Ulus Savaşları Ulus savaşları, ulusların maddi ve manevi bütün kaynaklarının katıldığı, hep birlikte yapılan savaşlardır. Devlet Savaşları Devlet savaşları, silahlı kuvvetler ile ulusal kuvvetlerin beraber katıldığı savaşlardır. Savaşların Nedenleri Savaşların ana nedeni, bir sosyal topluluğun isteklerini diğer sosyal topluluğa güç kullanarak zorla benimsetme çabasıdır. Tarih boyunca bu istekler değişiklik göstermiştir. Savaşın sebepleri arasında en önemlileri din, servet elde etmek, toprak kazanmak ve güvenliği sağlamaktır. Günümüzde yaşanan savaşların ana nedeni ise ekonomik çıkarlardır. Savaş yöntemleri, bilimin ilerleyişi ile değişmiş ve günümüzde güdümlü mermiler, atom silahları ve füzelerin gelişmesiyle insanlık tarihini tamamen yok edebilecek bir duruma gelmiştir. Savaş Türleri ve Özellikleri Geleneksel Savaş Geleneksel savaş, açık savaş düşüncesiyle düşmanın sahip olduğu kapasiteyi azaltma amacını güder. Ülkeler arasında ilan edilerek yapılır. Biyolojik, nükleer ve kimyasal silahlar kullanılmaz. Cephe savaşı olarak da isimlendirilir. Cephelerde silahların kullanımıyla şekil alan savaş türüdür. Türklerin bağımsızlık savaşı buna örnek olarak verilebilir. Gelenek Dışı Savaş Gelenek dışı savaş, zaferin silah dışında kalan yöntemlerle sağlanmasını amaçlar. Teslimiyet, gizli destek, kapitülasyonlar ve biat yoluyla çatışmadır. Sovyet-Amerikan çekişmesi buna örnektir. Nükleer Savaş Nükleer savaş, nükleer araçlarla yapılan savaşlardır. Geleneksel savaş sadece yardımcı nitelikte kalır. Savaşın kaderini belirleyen etken nükleer güçtür. Bu zamana kadar nükleer savaş olmamıştır, ancak Pasifik Savaşı'nda Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombası nükleer savaşın doğurabileceği sonuçlara örnek olarak verilebilir. İç Savaş (Sivil Savaş) İç savaş, çatışan birliklerin aynı ülke veya politik çevrede yaşadığı savaş türüdür. Çoğunlukla devrim olarak adlandırılabilecek yenilenme hareketlerinde veya emperyalist birliklerin ulusun politikalarına etkileriyle ortaya çıkar. Amerika'da yaşanan iç savaş buna örnek verilebilir. Asimetrik Savaş Asimetrik savaş, askeri olanakları birbirinden farklı birliklerce yapılan savaştır. Asimetrik savaşlar çoğunlukla gerilla savaşı tekniğiyle sonuçlanır. Bu durum, kapasitesi yetersiz grubun doğrudan çatışmaktan kaçınarak büyük grubun zayıf noktalarını araması şeklinde olur. Böylece küçük ama etkili vuruşlar yaparak yakalanmadan savaş devam eder. Filistin-İsrail arasındaki savaş buna örnek verilebilir. Felsefi Açıdan Savaş Nedir? Savaş, politikanın örgütlenmiş ordular tarafından, zorluk derecesi yüksek araçlar kullanılarak belli ekonomik beklentilerin ve politik amaçların kabul ettirilmesi maksadıyla sürdürülen bir mücadeledir. Savaş, eğitim makineleri ve özel mülkiyete dayanan, dolayısıyla anlaşmaz gruplara ayrılmış toplumlarla beraber gelişmiş bir toplum biçimidir. Savaşlar, kapitalizmde ve kapitalizmin emperyalizm aşamasında, burjuvazinin egemenlik ve kar kaygılarından doğmaktadır. Bu kaygılar, devlete ait olmayan topraklardaki tüketim miktarının ve ham madde olanaklarının ele geçirilmesi, halkların giderek boyunduruk altına alınması istek ve çabalarında dile gelir. Ham madde olanaklarının ve pazarların politikanın bir devamı olan savaş, politik baskılarla uygulanmasından başka bir sebep olmadığı için sınıfsal karakteristik taşır. Sınıfsal karakter ve savaşın hedefleri göz önüne alınarak, Leninci-Marksist açıdan haklı ya da haksız savaşlar arasında kesinlikle ayrım yapmak gerekir. Komünistlik uluslararası hareketin, Marksist-Leninci partiler ve sosyalist devletler, haksız savaşların hepsine karşıdır. Bu savaşlar yine de patlak verecek olursa tarihsel-somut koşullara bağlı kalarak devrimci taşıtlarla uluslararası işçi hareketinin, dünya sosyalist sisteminin ve ulusal kurtuluş savaşı veren halkların çıkarını gözetecek bu savaşlarda mücadele yürütme konusunda kesinlikle kararlıdır. Günümüzde sosyalist toplumlar, barışsever güçler ve sosyalist devletler birliklerinin askeri, ekonomik ve politik gücüne dayanarak, emperyalizmin dünyada ortaya çıkabilecek yeni bir savaşın ve diğer sömürü altındaki savaşlara katılmaktan alıkoyacak bir vaziyettedirler. Leninci-Marksist partiler ve sosyalist ülkeler, savaşların, uluslararası alanda oluşan anlaşmazlıklarda bir çözüm yolu olarak kullanılmasına karşı oldukları düzeyde, özellikle bir nükleer savaş tehlikesinin giderilmesini, insanlığın ilk sorunu olarak kabul etmektedirler. Yeryüzünde yer alan tüm barışseverlerle birlikte, farklı toplumsal düzene sahip olan ülkelerin uyum içinde yan yana yaşaması için çaba göstermekte ve tam ve genel bir silahsızlanmanın aşamalar şeklinde oluşturulması için çalışmaktadırlar. |
.jpg "Hayber Savaşı Nedenleri ve Sonuçları")
.jpg "Malazgirt Savaşı Nedenleri ve Sonuçları")
.jpg "Ridaniye Savaşı Önemi ve Sonuçları")
.jpg "Ankara Savaşı Tarihi ve Sonuçları")
.jpg "2 Dünya Savaşı Tarihi ve Sonuçları")
.jpg "Uhud Savaşı Tarihi ve Sonuçları")
.jpg "Çanakkale Savaşı Nedenleri ve Sonuçları")
Nilhan
15 Temmuz 2024 PazartesiSavaşların bu kadar çeşitli türleri ve nedenleri varken, insanlar neden hala savaşları çözüm yolu olarak görüyor? Ekonomik çıkarların, toprak kazanma isteğinin, din ve güvenlik gibi faktörlerin bu denli önemli olması, barışçıl yöntemlerin geliştirilmesini engelliyor mu yoksa savaşların tarihten gelen bir miras olarak kabul edilmesi mi daha baskın?
Cevap yazAdmin
15 Temmuz 2024 PazartesiNilhan, savaşların çeşitli türleri ve nedenleri üzerine yaptığınız yorum gerçekten düşündürücü. Tarih boyunca savaşların çeşitli sebeplerle çıktığını görüyoruz; ekonomik çıkarlar, toprak kazanma isteği, din ve güvenlik gibi faktörler savaşların en yaygın nedenleri arasında. Bu durum, barışçıl çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi önünde bir engel oluşturabiliyor. Ancak, savaşların tarihten gelen bir miras olarak kabul edilmesi de önemli bir etken. Geçmişten beri insanlar problemlerini çoğunlukla savaşarak çözmüşler ve bu, öğrenilmiş bir davranış olarak günümüze kadar gelmiş olabilir. Ancak, modern toplumların barışçıl yöntemlere daha fazla yönelmesi gerektiğine inanıyorum. Teknolojinin ve iletişim olanaklarının gelişmesiyle birlikte, barışçıl çözümler bulmak ve savaşların önüne geçmek mümkün olabilir.